Uzm. Kl. Psk. Leyli Bulutlu kimdir? Uzm. Kl. Psk. Leyli Bulutlu Yorumları

İlk lisansımı, Bakü Devlet Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler üzerine okudum. Gerçekten ben mi istemiştim o bölümü, yoksa aile bireylerinin isteğini kendi isteğim olarak mı benimsemiştim, o zamanda pek emin değilim. Emin olduğum tek şey, bi hayli vasat bir öğrenci olduğumdu. İlgisiz, gereğinden fazlasını kesinlikle yapmayan ve yalnızca bölümü bitirmeye odaklanmış bir öğrenci. Böylelikle, erken yaşta öğrendim ki, aslında isteklerimizin ve hedeflerimizin çoğu bize ait değilmiş; Çevremiz aracılığıyla ekilen ve içimizde filizlenen ‘yabani otlar’ olarak da adlandırılabilirler.
Psikoloji okumaya karar verdiğimde mezuniyetimin üzerinden tam 12 yıl geçmişti. Bu zaman zarfında, çeşitli ülkelerde ülkeler arası kurumlar için çalışmış, isteklerim ve ilgi alanlarım hususunda artık yeterince tecrübe toplamıştım.
Yeditepe Üniversitesi Psikoloji bölümünde öğrenim görmeye başladığım günden mezuniyete kadar olan 4 yıllık zaman, benim için bir hafta gibi geçmişti. Aslını söylemek gerekirse, kendimi eğitim kurumunda okuyan bir öğrenci gibi değil de, enteresan nesnelerle dolu odada rastlantı sonucu yalnız bırakılmış meraklı bir çocuk gibi hissediyordum. Her şeye dokunmak isteyen ve hepsini incelemek için sabırsızlanan bir çocuk.
Kendimi çok şanslı hissediyordum, çünkü yazdığım ilk bilimsel makalem ile, Japonya’da gerçekleşen (benim için ilk) Uluslararası Psikoloji Kongresine katılmaya hak kazanmıştım; hocama bunun için sonsuz teşekkür.
Peşinden Bahçeşehir Üniversitesi Klinik Psikoloji alanında yüksek lisans dönemi başladı. GATA Psikiyatri bölümünde gördüğüm ilk stajımdan sonra, bu sahaya ikinci çıkışımdı. Fransız LAPE hastanesi ve ardı sıra US Psikiyatri Danışmanlık Merkezinde yaptığım çalışmalardan büyülenmiştim.
Nihayet ait olduğum yerde olduğumu hissediyordum.
Mezuniyetten sonra bir müddet İstanbul’da çalışmalarımı serbest yürüttüm. Ardından, uzun senelerdır hayalini kurduğum güzel İzmir’e yerleştim ve psikodinamik çalışmalar yapacağım merkezi kurma hedefini nihayet gerçekleştirdim. Ashram Psikodinamik Terapi ve Eğitim Merkezi bu biçimde doğdu…
Elbette gerçek anlamda ‘Psikolog’ olmak için yalnızca eğitim ve yalnızca tecrübe yetersizdir; derin iç görü, sınırsız empati kapasitesi, hassas fakat duygularına egemen olan yapı gibi özellikler şartlardan yalnızca bazılarıdır. Lakin, belki de en mühimsi, ‘doğru’ zamanda o ‘doğru’ soruyu sorabilmek ve o ‘doğru’ yorumu yapabilmek için, kendi iç sesini duymayı ve o sese güvenmeyi öğrenmelisin…
Bunu yapmanın ise tek bir yolu mevcuttur: mesleğini derinden sevmek ve ‘İnsanı’ daima merak etmek …

Psikoterapinin etkili olma zeminini hazırlamanın tek yolu ise psikoterapist ile danışan içinde güvenilir ilişkinin kurulmasıdır . Bu nedenle psikoterapide ‘gizlilik ilkesi’ hiç bir şart ve koşul altında psikoterapist aracılığıyla ihlal edilemez, edilmemelidir. Hiç bir kişisel yahut toplumsal amaç uğruna, her hangi üçüncü şahısın yahut kurumun, danışanın kişisel bilgilerine ve seans kayıtlarına sözlü yahut yazılı biçimde erişmesine müsaade edilemez, edilmemelidir. Hiç bir psikoterapist, kendi kişisel yahut kurumsal çıkarları uğruna danışanın olumlu/olumsuz geribildirimlerini talep etmemeli, danışanın kendi iradesi dışında geribildirimlerinin yayımlanması hususunda danışanı yönlendirmemeli, baskı yapmamalıdır. Lakin böyle güvenilir ortam sağlandığı takdirde sağlıklı psikoterapi sürecinden bahsedilebilir.